Sonuna kadar devam etmesini isterdim
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ankara’da miting programında konuştu. Erdoğan konuşmasında, “Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanı adaylığından çekilmesine ilişkin, “Doğrusu üzüldüm, keşke bu yarış sonuna kadar böyle devam etseydi” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Mamak’ta açıklamalarda bulundu.
Seçime 3 gün kala Memleket Partisi lideri ve Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin istifası gündem oldu.
“Niye çekildi anlamak mümkün değil, Doğrusu üzüldüm.”
Muharrem İnce’nin kararı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğandan ilk yorum geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan,”Şimdi ne yaptı adaylardan bir tanesi adaylıktan çekilmiş. Tabi niye çekildi anlamak mümkün değil. Doğrusu üzüldüm. Keşke bu yarış sonuna kadar devam etseydi. Şimdi biz diğerleriyle devam ediyoruz. Önemli olan benim milletimin vereceği karar.” ifadesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmalarından öne çıkanlar:
Biraz önce Pursaklar’daydık. Orada da görülmeye değer bir manzara vardı. Birazdan Sincan’a geçeceğiz. Orada da kardeşlerimizle bir araya geleceğiz.
Ziyaret ettiğimiz her şehirde milletimizin Türkiye Yüzyılını nasıl sahiplendiğini görüyoruz. Pazar günü balkon konuşmamızın hazırlığını yaptınız mı?
Sandıklar patlamalı. Şu karşımda gördüğüm kararlılık bizim de çalışma şevkimizi arttırıyor. Bugün burada 2007’de vesayete meydan okurken yaşadığımız duyguları hissettim.
Bay Bay Kemal’in geçmişi bu, bugünü bu, hayal ettiği Türkiye bu. Önlerine gelene makam mevki vaat ederek milletin kazanımlarını yıkma tehditti savurarak bu milletin yönetimine talip olunur mu?
Az önce gördüğünüz manzara biz Atatürk Havalimanı’na indik bizden önce Bay Bay Kemal gelmiş FETÖ’cüler onu alıyorlar geçiriyorlar ve Bakırköy Belediye Başkanı’nın evine gidiyor ve kahvesini içiyor. Orada Erdoğan’ı nasıl vuracaklar onu izliyor. Biz Atatürk Havalimanı’na indiğimizde savaş uçakları üzerimizden geçiyordu.
PKK’lıları FETÖ’cüleri ceza evinden salma, devlete doldurma sözüyle belki birilerine şirin görüne bilirsin ama millet size ülkesini teslim etmez. Bu Selo, kimdir bu Selo. Bu Selo Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan haindir. Ve 51 Kürt kardeşimizi öldüren bu Selo şimdi Kılıçdaroğlu ve diğerleri bunu kurtarmak için çalışıyorlar. Başaramayacaksınız. Allah’ın izniyle biz geliyoruz yine. Başaramayacaksınız.
Bu CHP LGBT’ci mi?, bu HDP LGBT’ci mi?, İyi Parti LGBT’ci mi? O yanlarındaki yavrular onlarda aynen sessiz kalarak onu kabul ediyor mu? Fakat AK Partiye LGBT sızamaz, MHP’ye sızamaz aynı şekilde Cumhur İttifakına sızamaz. Biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Biz de aile kutsaldır.
Tefecilere ülkenin kaynaklarını akıtma vaadiyle belki Londra’nın tefecilerinden 300 milyar dolar getirecekmiş. Nerede bu paralar böyle yollara savruldu. Şimdi bir de LGBT çıktı. LGBT gibi sapkın akımlara mavi boncuk dağıtarak belki İstanbul’un belli semtlerinden alkış alabilirsin. Ama bu millet sana bu ülkeyi teslim etmez.
Güçlü aileler güçlü milleti oluşturur. Bu güçlü millet LGBT’cilerden değil namusu çok çok güçlü olan ailelerden oluşuyor. Milletimiz 14 Mayıs’ta kafasında verdiği kararı inşallah sandıkta da tescilleyecek mi?
Peki gençlerimiz nasıl bu kadar geniş hayal gücüne sahip olabildi. Sadece internet sadece sosyal medya buna yeterli mi? Gençlerimize bu hayal gücünü bizim gerçekleştirdiğimiz kalkınma olanakları veriyor.
“Üniversite sayısını 208’e çıkardık”
Kardeşlerim, ilkokul, ortaokul, lise sıralarının üzerinde kitapları buluyor muyuz? 76 üniversite vardı. Biz bu sayıyı 208’e çıkardık. Ankara’mızda şimdi iki tane dev hastanemiz var. Her ikisinin oda sayısına baktığınız zaman 4 bin küsür oda sayısı. Bay Bay Kemal’in hastanelerinden de memnun musunuz? O hastanelerde ölenler rehin kalıyordu, rehin. Bay Bay Kemal senin gidecek yerin yok. Bakalım hesabını nasıl vereceksin.
Şehirlerimize bakıyorlar daha güzelini, daha modernini hayal edebiliyorlar, spor tesislerine bakıyorlar daha gelişmişini hayal edebiliyorlar. İşte biz gençlerimize bunları gerçekleştirebilmek için destek istiyoruz. Gençlerimizi asla kendi arka bahçemiz olarak görmedik. Gençleri asla popüler sosyal medya kampanyalarıyla yönlendirilebilecek olarak görmedik. Şimdi de onların zamanlarının misafiri olduğumuzun bilinciyle kendilerine Türkiye Yüzyılını beraber inşa etmenin teklifinde bulunuyoruz.
Yeter ki gençlerimiz kendilerini kısır ideolojik tartışmaların kısır hayat biçimi tartışmalarının içine hapsetmesinler. İşte o zaman daha emin adımlarla yürüyeceğiz.
Hiç kimseyi dışlamadan ötekileştirmeden herkesi kucaklıyoruz Her gencimizin gelecek taleplerini de, özgürlük taleplerinin de başımızın üzerinde yeri var. Tek şartımız var ülkelerine, milletine, değerlerine düşmanlık etmesin.